Miyomlar, rahmi oluşturan düz kas hücrelerinden gelişen iyi huylu (benign) tümörlerdir. Çoğu zaman rutin muayene sırasında yapılan ultrasonografi incelemesinde tespit edilirler. Kadınlarda pelvis bölgesinde en sık rastlanan tümör tipidir. Özellikle 40 yaş üzerindeki her 3 kadından birinde miyom görülmektedir. Menopoz döneminde hormonların azalmasına bağlı olarak miyomların boyutları küçülebilir, hatta kaybolabilir ve buna bağlı şikâyetlerde azalma yaşanabilir.
Miyomlar, üreme çağındaki her 4–5 kadından birinde, 40 yaş üzerinde ise her 3 kadından birinde görülmektedir. Ergenlik döneminden önce ortaya çıkmaz. Gebelik ve doğum sayısı arttıkça miyom gelişme ihtimali azalır; bu nedenle hiç doğum yapmamış kadınlarda daha sık rastlanır.
Ayrıca östrojen düzeyinin yüksek olduğu kadınlarda ve kilolu hastalarda miyomların daha sık görüldüğü düşünülmektedir.
Submüköz Miyomlar: Rahim içini döşeyen tabakada gelişir ve en az rastlanan miyom tipidir. Adet süresinin uzaması, ara kanamalar ve düzensiz adet şikâyetlerine yol açabilir. Büyük boyutlara ulaştığında gebelikte düşüğe sebep olabilmektedir.
İntramural Miyomlar: Rahmin orta tabakasında, yani en kalın kısmında yerleşir. En sık görülen miyom türüdür. Büyüklüğüne bağlı olarak karında dolgunluk hissi, sık idrara çıkma gibi şikâyetlere neden olabilir.
Subseröz Miyomlar: Rahmin dış yüzeyine doğru büyüyen miyomlardır. Genellikle kanamaya yol açmazlar. Ancak fazla büyüdüklerinde sık idrara çıkma, kabızlık ve karında şişlik gibi yakınmalara sebep olabilir.
Saplı Miyomlar: Rahmin dış yüzeyine ince bir sapla tutunan miyomlardır. Bu miyomlar, subseröz miyom grubuna dahil edilebilir.
Paraziter Miyomlar: Rahimle doğrudan bağlantısı olmaksızın, vücudun başka bölgelerinde gelişen miyomlardır.
Miyomların çoğu herhangi bir belirtiye yol açmaz ve tedavi gerektirmez. Ancak yaklaşık %20’sinde ciddi şikâyetler görülebilir. Ortaya çıkan semptomlar miyomun sayısına, yerine ve büyüklüğüne göre farklılık gösterebilir.
Adet ağrısı
Adet kanamalarında artış
Pelvik bölgede ağrı
Kabızlık
Karında şişlik
Kısırlık
Sık idrara çıkma
Tekrarlayan gebelik kayıpları
Erken doğum
Rahimde iki farklı tipte kanser gelişebilmektedir. Bunlardan biri rahmin iç tabakasından, yani endometriumdan köken alan endometrial kanser, diğeri ise rahmin kas ve bağ dokusundan gelişen sarkomdur.
Endometrial kanser, tüm rahim kanserlerinin yaklaşık %95’ini oluşturur ve özellikle menopoz dönemindeki ve sonrasındaki kadınlarda görülür. En sık görülen bulgulardan biri menopoz sonrası vajinal kanamadır.
Sarkomlar ise daha genç kadınlarda ortaya çıkabilmekte ve belirgin bir tipik bulgusu bulunmamaktadır. Ayırıcı tanıda en güvenilir yöntem MRI’dır.
Miyomların bu iki kanser türüyle hiçbir bağlantısı yoktur. Endometrial kanser, endometrium hücrelerinden; sarkomlar ise rahmin kas ve bağ dokusundan kaynaklanmaktadır.
Miyomların teşhisi genellikle kolaydır. Jinekolojik muayene sırasında rahmin normalden daha büyük ve sert hissedilmesi, miyom ihtimalini düşündürür. Çok büyük miyomlar ise karın duvarından dahi hissedilebilir.
Rahim içinde yerleşmiş miyomların tanısında rahim içerisine sıvı verilerek yapılan ultrasonografi yöntemi kullanılabilir. Ayrıca rahmin ilaçlı filmi de tanıya yardımcıdır. Anormal yerleşimli miyomların değerlendirilmesinde ise bilgisayarlı tomografi ve MRI’dan yararlanılır.
Miyom tedavisi; miyomun bulunduğu yer, büyüklüğü, hastanın şikâyetleri ve sonrasında gebelik isteyip istememesine göre farklılık göstermektedir. Miyom ameliyatında kullanılan yöntemler şunlardır:
Myomektomi
Miyomlar cerrahi olarak çıkarılır, rahim, tüpler ve yumurtalıklar korunur. Gebelik isteği olan kadınlarda uygulanır. Ameliyat sonrasında genellikle 6 ay geçtikten sonra gebelik planlanabilir.
Histerektomi
Rahmin tamamen alınması işlemidir. Miyom sayısının fazla olduğu ve çocuk isteği bulunmayan hastalarda tercih edilir.
Miyom Embolizasyonu
Uygun vakalarda, damardan kateter aracılığıyla miyomu besleyen damara ulaşılarak damar girişi tıkanır. Böylece miyomun beslenmesi kesilir, zamanla küçülür ve şikâyetler azalır.
İlaç Tedavisi
İlaçlarla miyomların geçici olarak küçülmesi ve ağrı şikâyetlerinin azalması sağlanabilir. Bu durum cerrahi işlemin daha kolay yapılmasına yardımcı olur. Ancak ilaç tedavisi miyomların kalıcı tedavisi yerine geçmez.